KAYNAKLAR

Turizm Ve Seyahatte Çocukların Cinsel Sömürüsü Küresel Araştırması

Dünyada pek çok ülkede olduğu gibi, ülkemizde de çocuk hak ihlalleri arasında çocuğa karşı ticari cinselsömürü (ÇTCS) de bulunmaktadır. Ulusal raporlarda ve araştırmalarda ağırlıklı olarak çocukların cinsel istismarıtartışılırken, çocukların ticari cinsel sömürüsüne ilişkin bulgular oldukça sınırlıdır. Yakın zamanlı birkaç doktora tezi, 2006 yılında Uluslararası Çocuk Merkezi tarafından BM Çocuk Hakları Komitesi’ne gönderilen ÇHS’yeek çocuk satışı, fuhşu ve pornografisine dair ihtiyari Protokol kapsamındaki ve sonrasında yazılan sivil toplumörgütlerinin raporları, Yeniden Sağlık Derneği’nin ECPAT ile 2006-7 yıllarında yaptığı araştırma ve İnsan HaklarıDerneği’nin yıllık hak izleme raporları dışında çocukların ticari cinsel sömürüsüne ilişkin kanıta dayalı bilgi içeren yayın neredeyse yok denecek kadar azdır. Bunun sebepleri arasındai ÇTCS’nin neleri içerdiğinin yeterinceanlaşılmamış olması ve suç örgütlerince yakalanması zor bir yeraltı faaliyeti olarak gerçekleşiyor olması bulunmaktadır.


ÇTCS, çocuğa karşı işlenen bir suçtur ve bu suç sadece çocuğun cinsel dokunulmazlığına karşı değil, aynı zamandaçocuğun tüm haklarına karşı yapılan bir saldırıdır. Ayrıca, ÇTCS çocuğu alınıp satılabilir bir nesne olarak betimlediği için insanlığa karşı bir suç olan köleliğin bir çeşididir. Çocuğun ticari cinsel sömürüsü farklı şekillerde karşımıza çıkmaktadır. Bunların başında çocuk pornografisi, çocuk evlilikleri, çocuk fuhuşu, çocuk ticareti ve turizm ve seyahatte çocukların cinsel sömürüsü gelmektedir. Bu rapor ECPAT Uluslararası ve üyelerinin dünya çapında yaptığı küresel araştırmaya katkı olarak Türkiye’de ÇTCS’nin sadece bir biçimini ortaya koymaktadır.Turizm ve seyahatte çocukların cinsel sömürüsü, kendi yaşadığı yerleşimden, bölgeden ya da ülkeden ayrılarakbaşka yerlere giden bir kişinin çocukları cinsel yönden sömürmesidir. Turizm ve seyahatte çocukların cinselsömürüsünü yapan kişiler arasında evli ya da bekar, erkek, kadın, zengin turistler yada dar bütçeleriyleseyahat edenler gibi toplumun çeşitli kesimlerinden her tür insan yer alabilmektedir. Bazen kişiler bulunduklarıbölgede durumsal/fırsatsal olarak da bu eylem içine girebilirler. Daha açık bir şekilde ifade etmek gerekirse,bazı durumlarda kişiler çocuğun cinsel sömürüsü amacıyla seyahat etmedikleri (seyahat çıkmadıkları) halde seyahatleri sırasında çocuğa karşı cinsel sömürü suçunu işleyebiliyorlar. Genellikle, bu tür eylemlerin içinde yeralan kişilerin savunularında, toplumda bu eylemin kabul edildiği ve maddi olarak kişi ile bölge ekonomisine katkıdabulunulduğu gelmektedir. Bu tür olaylar içinde taşımacılık şirketleri, turizm firmaları ve konaklama sektörü de yeralabilmektedir.


Türkiye’de bir milyonu aşkın Suriyeli mülteci çocuklar dahil olmak üzere yaklaşık 26 milyonu bulan çocuk nüfusu,toplam nüfusun %35’ini oluşturmaktadır. BM Çocuk Haklarına dair Sözleşme’nin (ÇHS) ve Çocukların CinselSömürü ve Cinsel İstismara karşı Korunmasına ilişkin Avrupa Konseyi Sözleşmesi (Lanzarote Sözleşmesi) dahilçocukların cinsel sömürüden korunmasını sağlayacak ilk adım olan Türk hukuk sistemine aktarılmalarıyla ilgiliyasal gelişmeler olmasına rağmen, turizm ve seyahatte ticari cinsel sömürüyü önleyecek, mağdurların adalete veonarıcı desteğe erişimini sağlayacak özel düzenlemeler bulunmamaktadır. Birleşmiş Milletler Dünya TurizmÖrgütü’nün (DTÖ) Etik ve Sosyal Sorumluluk Bölümü’nün Türkiye’nin de katkılarıyla hazırladığı Turizm için KüreselEtik Davranış Kuralları ve Dünya Turizmi Çocuk Koruma Ağı çalışmalarının Türkiye’de yeterince bilinmediği ve çocukkoruma uygulamalarının da yeterince gerçekleştirilmediği söylenebilir. Örneğin, DTÖ’nün her üye ülke için atanmasıyükümlü kıldığı etik konularında iletişim sorumlusu Türkiye’de henüz atanmamıştır. Ayrıca, Turizm için KüreselEtik Davranış Kuralları, DTÖ’nün web sitesinde Türkçe olarak bulunabilirken, Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın websitesinde yoktur.


Oysa DTÖ verilerine göre yaklaşık 38 milyon turist ile Türkiye 2013 yılında, varış istikametine göre en çok ziyaret edilen ülkeler arasında 6ıncı sırada yer almıştır. Bunun yanında, Türkiye Seyahat Acenteleri Birliği (TÜRSAB) verilerine göre, 2014 yılında yurt dışına çıkan Türk vatandaşlarının sayısı 8 milyon 363 bin 966’ya ulaşmıştır. Yurtiçi turizminde ise, 2014 yılında yurtiçinde ikamet eden 11 milyon 181 bin kişi seyahate çıkmıştır. Ulusal ve uluslararası boyutta böylesi yoğun bir turizm trafiğine sahip olan Türkiye’nin, turizm 8 Tur İzm ve Seyahatte Çocukların Cİnsel Sömürüsü Küresel Ara ştırma SI ve seyahatte çocukların cinsel sömürüsü alanında hem hedef ülke hem de kaynak ülke olma riski bulunmaktadır. Basına yansıyan haberlerden ve ulusal/uluslararası raporlardan görülmektedir ki, Türkiye’de yurtiçi ve yurtdışı seyahatlerde, Türkiye vatandaşı yolcuların da dâhil olduğu,turizm ve seyahatte çocukların cinsel sömürüsü vakaları bulunmakta; ancak sorunun yaygınlığı, risk faktörleri,cinsellik amaçlı turizmin gerçekleştiği koşullar ve ilgili aktörler üzerine derinlemesine yapılmış bir çalışma ya da istatistiki veriler bulunmamaktadır.


Bu nedenle, ECPAT Uluslararası ve ECPAT Hollanda’nın desteği ile Çocukların Ticari Cinsel Sömürüsü ile MücadeleAğı, (ÇTCS ile Mücadele Ağı) Ağ Üyeleri, Uluslararası Çocuk Merkezi, Halk Sağlığı Uzmanları Derneği ve HacettepeÜniversitesi Halk Sağlığı Enstitüsü Türkiye’de Turizm ve Seyahatte Çocukların Cinsel Sömürüsü araştırmakbiraraya gelmişlerdir. Araştırmanın amacı turizm ve seyahat sektöründe çalışanlar, bakım hizmeti verenler, avukatlar, orta düzey kamu yöneticileri, uluslararası kuruluşlar dahil olmak üzere birçok paydaş ile görüşülerek bilgi toplanması ve kapsamlı bir durum analizinin ortaya çıkarılmasıdır.


Çalışmada bu amaca yönelik, farklı yöntemler kullanılarak şu soruların cevapları araştırılmıştır; Türkiye’de daha çok hangi toplumsal gruplardan olan çocuklar daha fazla turizm ve seyahatte cinsel sömürüsü mağduru oluyor ve bu çocukları savunmasız kılan etkenler nelerdir? Turizm ve seyahatte çocuklara karşı ticari cinsel sömürüyü kimler yapmakta ve organize etmektedir? Turizm ve seyahatte çocukların cinsel sömürüsüne karşı etkin bir mücadele yürütmek için hangi tedbirlerin alınması gerekmektedir?